30 Mart 2011

Dönemin Cizre şu an İzmir’in Buca ilçesi Kaymakamı olan Şenol Bozacıoğluna 29 maddelik tehdit mektubu

İzmir’in Buca ilçesi Kaymakamı olan Şenol Bozacıoğlu’nun tehdit edildiği ortaya çıktı. Diyarbakır’da devam eden faili meçhuller davasının bugün ki duruşmasında tanık olarak dinlenen dönemin Cizre şuan İzmir’in Buca ilçesi Kaymakamı olan Şenol Bozacıoğlu’nun tehdit edildiği ortaya çıktı.Bundan önceki duruşmaya tanık olarak katılan Antalya Vali Yardımcısına gönderilen tahdit mektubunun aynısının Kaymakam Bozacıoğlu’na da gönderildiği belirlendi.

Davanın öğleden sonraki duruşmasında tanıkların dinlenmesine devam edildi. 1994 yılında Cizre Kaymakamlığı görevini yapan Şenol Bozacıoğlu tanık olarak dinlendi. Bozacıoğlu, Cizre’de yaşandığı iddia edilen olaylarla ilgili bilgi ve görgüsünün olmadığını söyledi. Mağdur avukatlarından Tahir Elçi’nin tanıkların baskı altına alındığını, zaman zaman tehdit edildiğini hatırlatarak Bozacıoğlu’nu kendisine herhangi bir mektup gönderilip gönderilmediğini sordu. Kaymakam Bozacıoğlu, “Bana kargo ile bir mektup geldi. Bir kısmını okuduktan sonra yırttım. Kimsenin mektubuyla ifade vermiyorum. Kimse bana talimat veremez. Mektubu ciddiye almadığım için adliye makamlara bildirmedim. Ben hukuka inanan bir kişiyim” diye konuştu.
Avukat Tahir Elçi, Antalya Vali Yardımcısına gönderilen mektubun 29 maddeden oluştuğunu ve duruşmaya hakim bir kişi tarafından kaleme alındığını söyledi. Elçi, “Temizöz içeride olmasına rağmen hale ciddi bağlantılarının olduğunu görüyoruz. Mektup yazarak tanıkları tehdit eden kişilerin halen cezaevine girip çıkma yetkisine sahiptirler. Avukat meslektaşlarımız böyle bir şeye tenezzül etmezler.” dedi.
Elçi, mahkemeye mektup ile ilgili suç duyurusunda bulunarak, gerekli işlemlerin yapılmasını talep etti
iste 29 maddelik tehdit..

Cizre'de görev yaptığınız esnada, Cizre'nin genel durumunu anlatan bazı hususları unutmuş olabileceğinizden tarafınıza iletilmesinin uygun olacağını değerlendirdik.

1 Cizre'ye geldiği dönemdeki (ilk gelişi) karşılaştığı tablo/genel durumdan bahsedilmesi,

2. PKK ve silahlı milislerin Cizre'yi nasıl kıskaca alarak haftanın birkaç günü ilçe genelinde saldırı yaptığı,

3. Yolların, köprülerin, geçitlerin nasıl mayın ve patlayıcı madde tehdidinin altında olduğu,

4. Bu saldırılarda ilçe genelinde elektriklerin kesildiği, ertesi günde de her yer kapalı olduğundan Cizre'nin nasıl ölü bir şehre dönüştüğünü,

5. Köylerde eğitimin tamamen sorun olduğunu, öğretmen ataması yapamadıklarını (can güvenliğinden dolayı) ilçe merkezinde de eğitim faaliyetlerinin ağır aksak yürüdüğünü,

6. Kaymakam olarak her yere gidip gelemediğini, hele gece olduğunda hayatın tamamen durduğunu, her gece terör saldırısı beklentisinde olduklarını,

7. Sağlık hizmetlerinin de problemli olduğunu, devlet hastanesinde sadece birkaç doktorun olduğunu, hastaların yatamadığını, sadece ilk müdahale ve tahliye yeri olarak (Mardin'e sevk için) kullanıldığını, Fuat adında (Müslüman iken Hristiyan olmuş) bir cerrah vasıtasıyla çok zorunlu hallerde (ölmek üzere) nasıl cerrahi müdahale yapıldığını,

8. Hastane olmasına rağmen duvarların nasıl delik deşik olduğunu, saldırı esnasında eğer güvenlik güçleri eşliğinde bir yaralı getirilecek olursa hastane girişinin yüksek yerlerden, sokak başlarından nasıl ateş altına alındığını,

9. İlçe genelinde yapılan her saldırıda bir yerlerin hedef alındığını,

10. Bir saldırıda hükümet konağının hedef alındığını, çatıya yapılan mevziye yerleştirilen polisin örgüt tarafından roketlenerek şehit olduğunu, hükümet konağının üst katının aldığı isabetlerden dolayı nasıl yandığını, Cemal Yüzbaşı'nın hükümet konağına intikal ederek nasıl yangını söndürdüğünü, hükümet konağının dış cephesinin delik deşik olduğunu, bu saldırıda hükümet konağı ağır hasar aldığından devlet işlerine (adliye dahil) 10 gün ara verildiğini, bu olayın Türkiye'de ve dünyada tek olay olduğunu,

11. Cizre genelinde yapılan saldırıların birinci hedeflerden birinin de kendisi olduğunu, Kaymakamlık konutuna çok yoğun ateşler ile saldırı yapıldığını, koruma polislerinin konutun bahçesinde saldırılara karşı dayanmaya çalıştığını, güçlerinin tükenmeye başladığını anladığında konutun içinde yere yatmış bu vaziyette karanlıkta Cemal yüzbaşıyı aradığını, telefonda kendisine 'beni kurtar' dediğini, Cemal Yüzbaşı'nın da 'Kaymakam bey biz de ateş altındayız. Bulunduğum bölgedeki çatışmayı sevk ve idare ediyorum, fırsat bulduğumda sizi kurtaracağım' demesi üzerine bir daha telefon etme fırsatının da olamayacağını söylemesi üzerine Cemal Yüzbaşı'nın kendisini nasıl kurtardığını,

12. Cizre'nin PKK'nın halk mahkemelerini kurup insanları yargıladığı bir yer olduğunu,

13. Terör örgütünün saldırılarının birinde Cudi Mahallesi'nde bulunan Kamil Atağ ve ailesinin hedef alındığını, Kamil Atağ'ın babası ve kardeşinin şehit olduğunu, bir kardeşinin de yaralandığını, yaralıyı da yine Cemal Yüzbaşı'nın kurtardığını,

14. Cizre Belediyesinin o dönem terör örgütünün kontrolünde olduğunu, 27 Mart yerel seçimlerinde adaylığını koyan korucu başı Kamil Atağ'ın belediye başkanı seçilmesine, vatanını ve milletini seven her vatandaş gibi, mülki idare amiri olarak çok sevindiğini, terör örgütünün boykot ettiği seçimde her türlü tedbiri alarak seçimlerin devletin yerle bir edilmeye çalışıldığı Cizre'de güvenlik güçlerinin üstün gayretiyle kanunlara uygun yapıldığını ve vukuatsız sona erdiğini,

15. Cemal Yüzbaşı'nın, göreve başladığı andan itibaren çok aktif mücadele edeceğini, örgütün üstüne gideceğini, saldırıyı beklemeyeceğini söyleyerek Cizre genelinin emir komutasına talip olduğunu, gerekçe olarak ilçe merkezinden polisin sorumlu olduğunu, ancak yetersiz olduğundan tedbir alınamadığını, bunun için sokaklara girilmesi gerektiğini söylemesinin mülki idare olarak uygun görüldüğünü, il valisinin de onayı alınarak 3 mahallenin sorumluluğunun protokolle jandarmaya devredilmesinin sağlandığını ve polis özel harekatın emir komutasının da ilçe jandarma komutanına devredildiğini,

16. Cemal Yüzbaşı'nın yaptığı çalışmalarla bazı aşiretleri de kazanarak isteyeni gönüllü ve geçici köy korucusu yaptığını,

17. Korucuların sayısı arttıkça onları da bir düzene koyup her gün gece gündüz ilçenin güvenliği için görevlendirdiğini,

18. Kendisinin de bazı vatandaşlardan elde ettiği istihbarı bilgileri Cemal Yüzbaşı'ya ilettiğini, o dönemde vatandaşların jandarma veya polise gitmesi, orada görülmesi çok sıkıntılı olduğu için, kendisinin ve Cemal Yüzbaşı'nın tespit ettiği bazı ailelerden haber alma yöntemini geliştirdiğini, çarşaflı bayanların elinde bir kağıt ile sanki bir müracaatı varmış gibi kaymakamlığa geldiklerini, bu durumun gelirken de beklerken de dikkat çekmediğinin bu şekilde elde ettiği bilgileri Cemal Yüzbaşı'ya aktardığını,

19. Cemal Yüzbaşı'nın talebi üzerine yoksul vatandaşlar için sık sık un ve kuru gıdayı ilçe jandarma komutanlığına gönderdiğini, Cemal Yüzbaşı'nın da bu malzemeleri dağıttığını 20. Sorulursa İlçe Jandarma Komutanlığının sivil aracının olmadığını bildiğini,

21. İtirafçıların jandarmada kullanıldığını duymadığını, görmediğini,

22. Daha önceki yıllarda kanlı gösterilere dönüşen Nevruzu kutlamak için korucubaşı Kamil Atağ'ın talebini kabul ettiğini, çünkü her türlü provokasyon olacağına dair bilgilerin geldiğini, Cemal Yüzbaşı'nın Nevruz kutlamasında her türlü sorumluluğu üzerine aldığını, her türlü tedbiri alabileceğini, meydanın teröristlere bırakılmaması için bu talebin uygun olduğunu söyleyerek kendisini rahatlattığını, Vali ile de görüşerek Nevruz kutlamalarına onay verdiğini, şehir meydanında birlerce kişinin katıldığı büyük Türk bayraklarının binalara asıldığını, elde taşındığını, coşkuyla halayların çekildiğini, Nevruz ateşinin yakıldığını, Türkiye'de ilk defa bir Nevruzun Cizre'de bu şekilde kutlandığını, bunun mimarının da Cemal Yüzbaşı olduğunu,

23. Nevruzdan önce de 1993 sonu veya 1994 başı olabilir, PKK'yı tel'in mitinginde de yine Cemal Yüzbaşı'dan büyük destek gördüğünü, o tarihte Cizre'de imkânsız olan şeylerin kademe kademe başarıldığı,

24. Bugün, devletin minnet borcu olması gereken kişileri yargılandığını gördüğünde çok üzüldüğünü, bir kaymakam olarak bunun bir komplo olduğuna inandığını, o dönem eğer Cizre'nin adım adım huzura kavuşturulmasına bir isim konulacaksa en uygununun "Cizre'nin Fatihi Cemal Yüzbaşı'dır" demek olduğunu düşündüğünü,

25. (Eğer görev dönemine denk geliyorsa) Ağustos 1994'te de PKK'yı tel'in mitingi yapıldığı, pankartlı, büyük Türk bayrağı altında yürüyüş, konuşmalar gibi,

26. Bayramların yavaş yavaş halkın katılımıyla kutlanmaya başlandığı,

27. (Sorulursa) Yavuz, Selim Hoca, Cabbar vs. gibi kişileri tanımadığını,

28. Çok yoğunluklu mayınlama yapıldığını, Cemal Yüzbaşı'nın bu mayınlardan dolayı toprak yollu karakollara ulaşması ve kontrol etmesi mümkün olmadığından, temin ettiği atlarla araziden gece gündüz karakollara gittiğini bildiğini,

29. Terör haricinde Irak'tan yapılan koyun kaçakçılığı, uyuşturucu madde kaçakçılığı ile de mücadele ettiğinden her kesimin hedefi haline geldiğini bildiğini.” 

Devam edecek  
  

 


Hiç yorum yok: