29 Mart 2011

Eski Cizre Kaymakami,Antalya vali yardimcisina 29 maddelik tehdit mektubu

Şırnak'ta işlenen faili meçhul cinayetlere ilişkin aralarında Kayseri eski İl Jandarma Alay Komutanı Cemal Temizöz, Cizre eski Belediye Başkanı korucubaşı Kamil Atak ve itirafçıların yargılandığı davada tanık olarak dinlenen dönemin Cizre Kaymakamı ve şimdiki Antalya Vali Yardımcısı Osman Bulgurlu'nun mektupla tehdit edildiği ortaya çıktı. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen dünkü duruşmaya, Vali Yardımcısı Bulgurlu'nun kendisine postayla gönderilen ve Albay Cemal Temizöz lehine ifade vermesi istenen 28 maddelik mektubu, mahkeme başkanına sunduğu, mektubun dava dosyasına konulduğu öğrenildi.


Şırnak'ta 1993-95 yılları arasında işlenen 52 cinayetten dolayı haklarında dava açılan Kayseri eski İl Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz, Cizre eski Belediye Başkanı korucubaşı Kamil Atak, korucular Tamer Atak, Kökel Atak, itirafçılar Abdülhakim Güven, Adem Yakın ve Hıdır Altuğ'un yargılandığı davada, tanık olarak mahkemeye çağrılan dönemin Cizre Kaymakamı Osman Bulgurlu'nun sanıklar lehine ifade vermesi yönünde mektupla tehdit edildiği ortaya çıktı.

Dün Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde tanık sıfatı ile ifade veren, dönemin Cizre Kaymakamı ve şimdiki Antalya Vali Yardımcısı Osman Bulgurlu, olaylara ilişkin bir bilgisinin olmadığını söylerken, Bulgurlu'nun kendisine gönderilen tehdit içerikli mektubu mahkeme heyetine sunduğu öğrenildi.

Vali Yardımcısı Osman Bulgurlu'ya gönderilen ve "Bugün, devletin minnet borcu olması gereken kişileri yargılandığını gördüğümde çok üzülüyorum, bir kaymakam olarak bunun bir komplo olduğuna inanıyorum, o dönemde Cizre'nin adım adım huzura kavuşturulmasına eğer bir isim konulacaksa en uygunu Cizre'nin Fatihi Cemal Yüzbaşı'dır" denilen mektupta, Bulgurlu'nun mahkemede madde madde şunları söylemesi isteniyor:

"Sayın Valim, bilginize başvurulacağını düşünerek 1993-94 yıllarında Cizre'de görev yaptığınız esnada, Cizre'nin genel durumunu anlatan bazı hususları unutmuş olabileceğinizden tarafınıza iletilmesinin uygun olacağını değerlendirdik.

1 Cizre'ye geldiği dönemdeki (ilk gelişi) karşılaştığı tablo/genel durumdan bahsedilmesi,

2. PKK ve silahlı milislerin Cizre'yi nasıl kıskaca alarak haftanın birkaç günü ilçe genelinde saldırı yaptığı,

3. Yolların, köprülerin, geçitlerin nasıl mayın ve patlayıcı madde tehdidinin altında olduğu,

4. Bu saldırılarda ilçe genelinde elektriklerin kesildiği, ertesi günde de her yer kapalı olduğundan Cizre'nin nasıl ölü bir şehre dönüştüğünü,

5. Köylerde eğitimin tamamen sorun olduğunu, öğretmen ataması yapamadıklarını (can güvenliğinden dolayı) ilçe merkezinde de eğitim faaliyetlerinin ağır aksak yürüdüğünü,

6. Kaymakam olarak her yere gidip gelemediğini, hele gece olduğunda hayatın tamamen durduğunu, her gece terör saldırısı beklentisinde olduklarını,

7. Sağlık hizmetlerinin de problemli olduğunu, devlet hastanesinde sadece birkaç doktorun olduğunu, hastaların yatamadığını, sadece ilk müdahale ve tahliye yeri olarak (Mardin'e sevk için) kullanıldığını, Fuat adında (Müslüman iken Hristiyan olmuş) bir cerrah vasıtasıyla çok zorunlu hallerde (ölmek üzere) nasıl cerrahi müdahale yapıldığını,

8. Hastane olmasına rağmen duvarların nasıl delik deşik olduğunu, saldırı esnasında eğer güvenlik güçleri eşliğinde bir yaralı getirilecek olursa hastane girişinin yüksek yerlerden, sokak başlarından nasıl ateş altına alındığını,

9. İlçe genelinde yapılan her saldırıda bir yerlerin hedef alındığını,

10. Bir saldırıda hükümet konağının hedef alındığını, çatıya yapılan mevziye yerleştirilen polisin örgüt tarafından roketlenerek şehit olduğunu, hükümet konağının üst katının aldığı isabetlerden dolayı nasıl yandığını, Cemal Yüzbaşı'nın hükümet konağına intikal ederek nasıl yangını söndürdüğünü, hükümet konağının dış cephesinin delik deşik olduğunu, bu saldırıda hükümet konağı ağır hasar aldığından devlet işlerine (adliye dahil) 10 gün ara verildiğini, bu olayın Türkiye'de ve dünyada tek olay olduğunu,

11. Cizre genelinde yapılan saldırıların birinci hedeflerden birinin de kendisi olduğunu, Kaymakamlık konutuna çok yoğun ateşler ile saldırı yapıldığını, koruma polislerinin konutun bahçesinde saldırılara karşı dayanmaya çalıştığını, güçlerinin tükenmeye başladığını anladığında konutun içinde yere yatmış bu vaziyette karanlıkta Cemal yüzbaşıyı aradığını, telefonda kendisine 'beni kurtar' dediğini, Cemal Yüzbaşı'nın da 'Kaymakam bey biz de ateş altındayız. Bulunduğum bölgedeki çatışmayı sevk ve idare ediyorum, fırsat bulduğumda sizi kurtaracağım' demesi üzerine bir daha telefon etme fırsatının da olamayacağını söylemesi üzerine Cemal Yüzbaşı'nın kendisini nasıl kurtardığını,

12. Cizre'nin PKK'nın halk mahkemelerini kurup insanları yargıladığı bir yer olduğunu,

13. Terör örgütünün saldırılarının birinde Cudi Mahallesi'nde bulunan Kamil Atağ ve ailesinin hedef alındığını, Kamil Atağ'ın babası ve kardeşinin şehit olduğunu, bir kardeşinin de yaralandığını, yaralıyı da yine Cemal Yüzbaşı'nın kurtardığını,

14. Cizre Belediyesinin o dönem terör örgütünün kontrolünde olduğunu, 27 Mart yerel seçimlerinde adaylığını koyan korucu başı Kamil Atağ'ın belediye başkanı seçilmesine, vatanını ve milletini seven her vatandaş gibi, mülki idare amiri olarak çok sevindiğini, terör örgütünün boykot ettiği seçimde her türlü tedbiri alarak seçimlerin devletin yerle bir edilmeye çalışıldığı Cizre'de güvenlik güçlerinin üstün gayretiyle kanunlara uygun yapıldığını ve vukuatsız sona erdiğini,

15. Cemal Yüzbaşı'nın, göreve başladığı andan itibaren çok aktif mücadele edeceğini, örgütün üstüne gideceğini, saldırıyı beklemeyeceğini söyleyerek Cizre genelinin emir komutasına talip olduğunu, gerekçe olarak ilçe merkezinden polisin sorumlu olduğunu, ancak yetersiz olduğundan tedbir alınamadığını, bunun için sokaklara girilmesi gerektiğini söylemesinin mülki idare olarak uygun görüldüğünü, il valisinin de onayı alınarak 3 mahallenin sorumluluğunun protokolle jandarmaya devredilmesinin sağlandığını ve polis özel harekatın emir komutasının da ilçe jandarma komutanına devredildiğini,

16. Cemal Yüzbaşı'nın yaptığı çalışmalarla bazı aşiretleri de kazanarak isteyeni gönüllü ve geçici köy korucusu yaptığını,

17. Korucuların sayısı arttıkça onları da bir düzene koyup her gün gece gündüz ilçenin güvenliği için görevlendirdiğini,

18. Kendisinin de bazı vatandaşlardan elde ettiği istihbarı bilgileri Cemal Yüzbaşı'ya ilettiğini, o dönemde vatandaşların jandarma veya polise gitmesi, orada görülmesi çok sıkıntılı olduğu için, kendisinin ve Cemal Yüzbaşı'nın tespit ettiği bazı ailelerden haber alma yöntemini geliştirdiğini, çarşaflı bayanların elinde bir kağıt ile sanki bir müracaatı varmış gibi kaymakamlığa geldiklerini, bu durumun gelirken de beklerken de dikkat çekmediğinin bu şekilde elde ettiği bilgileri Cemal Yüzbaşı'ya aktardığını,

19. Cemal Yüzbaşı'nın talebi üzerine yoksul vatandaşlar için sık sık un ve kuru gıdayı ilçe jandarma komutanlığına gönderdiğini, Cemal Yüzbaşı'nın da bu malzemeleri dağıttığını 20. Sorulursa İlçe Jandarma Komutanlığının sivil aracının olmadığını bildiğini,

21. İtirafçıların jandarmada kullanıldığını duymadığını, görmediğini,

22. Daha önceki yıllarda kanlı gösterilere dönüşen Nevruzu kutlamak için korucubaşı Kamil Atağ'ın talebini kabul ettiğini, çünkü her türlü provokasyon olacağına dair bilgilerin geldiğini, Cemal Yüzbaşı'nın Nevruz kutlamasında her türlü sorumluluğu üzerine aldığını, her türlü tedbiri alabileceğini, meydanın teröristlere bırakılmaması için bu talebin uygun olduğunu söyleyerek kendisini rahatlattığını, Vali ile de görüşerek Nevruz kutlamalarına onay verdiğini, şehir meydanında birlerce kişinin katıldığı büyük Türk bayraklarının binalara asıldığını, elde taşındığını, coşkuyla halayların çekildiğini, Nevruz ateşinin yakıldığını, Türkiye'de ilk defa bir Nevruzun Cizre'de bu şekilde kutlandığını, bunun mimarının da Cemal Yüzbaşı olduğunu,

23. Nevruzdan önce de 1993 sonu veya 1994 başı olabilir, PKK'yı tel'in mitinginde de yine Cemal Yüzbaşı'dan büyük destek gördüğünü, o tarihte Cizre'de imkânsız olan şeylerin kademe kademe başarıldığı,

24. Bugün, devletin minnet borcu olması gereken kişileri yargılandığını gördüğünde çok üzüldüğünü, bir kaymakam olarak bunun bir komplo olduğuna inandığını, o dönem eğer Cizre'nin adım adım huzura kavuşturulmasına bir isim konulacaksa en uygununun "Cizre'nin Fatihi Cemal Yüzbaşı'dır" demek olduğunu düşündüğünü,

25. (Eğer görev dönemine denk geliyorsa) Ağustos 1994'te de PKK'yı tel'in mitingi yapıldığı, pankartlı, büyük Türk bayrağı altında yürüyüş, konuşmalar gibi,

26. Bayramların yavaş yavaş halkın katılımıyla kutlanmaya başlandığı,

27. (Sorulursa) Yavuz, Selim Hoca, Cabbar vs. gibi kişileri tanımadığını,

28. Çok yoğunluklu mayınlama yapıldığını, Cemal Yüzbaşı'nın bu mayınlardan dolayı toprak yollu karakollara ulaşması ve kontrol etmesi mümkün olmadığından, temin ettiği atlarla araziden gece gündüz karakollara gittiğini bildiğini,

29. Terör haricinde Irak'tan yapılan koyun kaçakçılığı, uyuşturucu madde kaçakçılığı ile de mücadele ettiğinden her kesimin hedefi haline geldiğini bildiğini.” 


Devam edecek

Hiç yorum yok: