25 Şubat 2011

itirafcilar...

Ben itirafci ve jitemde calismis biriyim.
kim ne derse desin,isterseniz alcak deyin,isterseniz katil deyin,isterseniz iskenceci deyin ne derseniz deyin ben bir itirafci ve jitemde calismis biriyim.
Baska itirafcilar gibi bir seyler aciklayip,kendimi bu islenen günahlardan ayri bir kefeye koyacak degilim.
Jitemde calisip`ta eli kana bulasmamis,soygun,hirsizlik,uyusturucu,harac,adam kacirma,iskence yapma islerine bulasmadim diyen her kim ise yalanci ve sahtekarin tekidir.


itirafcilar tc nin subayindan,askerinden,polisinden daha acimasizdir.itirafcilarin yaptiklari tc subayi ve polislerinin yaptiklarinin yaninda devede kulak kalir.
Bu gün islendigi iddia edilen 17,000 faili mechul cinayetin en az 15 bininin itirafcilarin verdikleri bilgi neticesinde,ve itirafcilarin bizzat kendi eliyle islenmistir.
yakildigi iddia edilen binlerce köyün yakilmasida yine itirafcilarin verdikleri bilgi neticesinde bizzat itirafcilar tarafindan yakilmistir.
yaklanip iskencelerden gecirilen insanlarin büyük cogunluguna itirafcilar önce yakalatmis,sonra iskenceyi kendisi yapmistir.
Hizbullah adindaki kontra yapilanmasinin tetikcilerinin büyük cogunlugu itirafcilardir.Hizbullah adindaki kontra yapilanmasinin infaz etmek isteyipte ulasamadigi bir cok insana,itirafcilar ulasip gözaltina aldirmistir ve hizbullaha teslim etmistir.
cobanlarin kafasini testere ile kesenlerde itirafcilardir,köy yakanda,iskence yapanda,harac alanda,fidye icin adam kaciranda itirafcilardir.
Vedat aydini öldüren kiside itirafcidir,musa anteri ve mehmet sincari  öldürende itirafcidir.
Daha sonra vedat aydinin cenazesinde silahli olarak halka ates edenlerde diyarbakair cezaevinden getirilmis itirafcilardir
Bütün bu saydiklarim itirafcilarin merifetleridir,bunlari binlerce örnekle örneklendirebilirim.
Gecenlerde lokantacilik yapan bir arkadasin bana bir e-mail gönderdi itirafcilarin ruh halini iki satirla özetlemisti.
onu buraya almak istedim,
" Diyarbakır cezaevine düşenler bilir.
İç Güvenlik Amiri Yüzbaşı Esat Oktay Yıldıran bazı kişileri itirafçılaştırdı.
Sonra bu kişiler, başka tutukluları itirafçı yapmak için, canla başla çalışmaya başladı.
İtirafçılaşanlar, yaptıklarının doğru olmadığını anlıyorlardı.
Hatta kendilerine, geçmişlerine, kişiliklerine, bilinçlerine ters düştüklerini biliyorlardı.
Bu durumdan kurtulmaları için önlerinde iki yol vardı.
Ya itirafçılığı red etmek, yada herkesi itirafçı yapmak için canla başla çalışmak.
İtirafçılığı red etmek için irade gerekiyordu, iradeleri kırıldığı için itirafçı olmuşlardı.
Geriye tek yol kalmıştı, irade kıranın "köpeği" olmak ve iradeleri kırmak!…
İradesizler ne kadar çoğalırsa, onlar kendilerini o kadar suçsuz görürlerdi"

itirafcilarin psikolojisini cok iyi özetlemis,biz itirafcilrda bu psikoloji ile devlete calistik.kendimize ortak bulmak icin insanlari itirafcilastirmak,ajanlanstirmak icin epey bir caba sarfettik.
aynen aramiza her bir itirafci katildiginda kendimizi sucsuz ve hakli görüyorduk,yaptiklarimizin yanlis oldugunu bile bile bunlari yapiyorduk.
Jitem kurucusu Ahmet cem ersever`in alaatin kanat ve bazi itirafcilar hakkindaki degerlendirmeleri bazi gercekleri acikliyor...

""Mardin Ömerli ilçesi dogumlu. Sanirim 1986 yilinda
PKK'ya katildi. Örgüt içinde hizla yükseldi. Generallige kadar terfi etti. Kod adi zaten General
Zinnar! Mardin ve Batman bölgesi sorumlusuydu. 1990 yilinda Istanbul so-rumluluguna atandi.
Burada Diyarbakir Cezaevi Komutani Yardimcisi Binbasi Esat Oktay Yildiran'i öldürdü. Apo,
Alaattin Kanat'i Bekaa'ya dönüsünde askeri törenle karsiladi. Bu adam PKK'nin en degerli
komutanlarindan biriydi. Ancak daha sonra örgüt ile ters düstü. Apo, Alaattin Kanat'in
öldürülmesi için Bayram Akkus adli bir militani Istanbul'a gönderdi. Ancak Kanat, Bayram
Akkus'u öldürdü. Örgüt ile ipleri iyice koptu. Gelip bize teslim odu. Itiraflarda bulundu. O güne
kadar bizim ele geçirdigimiz en önemli PKK'li General Zinnar'di.

"Alaattin Kanat bugün Diyarbakir'da Olaganüstü Hal Bölge Va-liligi'nin lojmanlarinda kaliyor.
Bu lojmanlar Kurtoglu ma-hallesindedir. Alaattin Kanatin esi hemsiredir, lojmanda birlikte
kaliyorlar.

"Alaattin Kanat'in 30-40 kisilik sadece itirafçilardan olusan bir ekibi vardir. Bu ekibi
Diyarbakir Cezaevi'nde itirafçilar kogusunda yapti. Cezaevine yeni bir 'kus' geldiginde bunlar
hemen onu ekibin içine almaya çalisirlar.

"Itirafçilarin olusturdugu timlere Yildiz Timler denir. Elimizde birçok Yildiz Timi vardi.
Sadece itirafçi kadinlardan olusan bir Yildiz Timi göndermistik daglara, oldukça faydasini
görmüstük.

"Dedigim gibi bu itirafçilar ekiptir. Ekibin bir diger üyesi Recep Tiril'dir Psikopatin tekidir
.  

Bir diger eleman Salman kod adli..."  Binbasi Ersever, Salman kod adli itirafçinin adini bir türlü animsayamadi. "Allah Allah yaslaniyorum galiba. Yahu bu adamin adini nasil hatirlamam. Insanin annesinin, babasinin ismini
unutmasi gibi bir sey. Neyse ben hatirlayinca sana söylerim" deyip ekibin diger üyelerinin
isimlerini vermeye devam etti: 


"Bu Salman kod adli adam Eruhlu. Ekibin diger üyesi Adem Yakin. Batmanli. Karisi Cizreli.
Adem Yakin 1990 yilinda Tahtoras (Adi tam bu olmayabilir SY.) çatismasinda yakalandi. O da
itirafçi. Bunlarin hepsi Olaganüstü Hal Bölge Valiligi'nin lojmanlarinda kaliyorlar. Valilik
personeli ve Jandarma Bölge Komutanligi personeli ile ayni yerde. "Bu adini hatirlayamadigim Salman kod adli kisi eroin ve silah kaçakçiligi islerini de yürütür.   Hatta itirafçi olduktan sonra gasp suçundan da içeriye düstü. Tabii hemen çikarildi.
 

"Siz dogru yazdiniz; Bu eroin-silah kaçakçiligi isinde Jandarma ve polis de vardir. Bunlarin
hepsi isbirligi yaparlar."  


Görüldügü gibi itirafcilar  valilik ve jandarma bölge komutanligi personeliyle   ayni lojmanlarda yasiyor,gasp yapip cezaevine düsüp,tekrar cikartiliyor ve eroin ticareti yapiyor.
jitemin kurucusu türk subayi bunlari acikliyor ve itirafcinin psikopatliginida ekliyor.
aslinda jitemin kurucusu Ahmet cem ersever yaptigi aciklamalarla itirafcilarin ne oldugunu?neler yaptiklarini  cok sade bir sekilde acikliyor.
Ahmet cem ersevrin itirafcilarla ilgili aciklamalari...

Itirafçilik Kurumu Nasil Isliyor!

"Önce itirafçilar iyi çalisti dogrusu. Mesela sadece kadin itirafçilardan bir tim olusturdum. Çok
iyi istihbarat topladilar. Ancak daha sonra itirafçilar para islerine girdiler.

"Bunlarin bir baska yaptiklari is ise sudur; PKK'ya vergi veren yani haraç veren kisileri tespit
ederler. Bu kez kendileri gidip haraci veren adami tehdit ederler. 'PKK'ya para verdigini
ögrendik, seni götürüp iskence yapariz' diye korkuturlar, santaj yaparlar. Adamlar ise bu kez
itirafçilara para verir!

"Biraz önce söyledigim gibi bunlar uyusturucu kaçakçiligi da yaparlar. Van-Hakkari
operasyonlarini bu ekip yapar. Diyarbakir Ce-zaevi'ne uyusturucuyu da bunlar sokar.

"Yine bunlarin yaptiklari bir baska is; gasp. Araba kaçirip satarlar. Adam soyarlar. Bak, bir
devlet yetkilisi çikip da 'Bunlar dogru degil, Ersever yalan söylüyor' diyemez. Devlet bunlarin
hepsini biliyor ve göz yumuyor. Itirafçilara mecbur kalmistir koskoca Türkiye Cumhuriyeti.

"Bu adamlar devleti de soyuyorlar; Pismanlik Yasasi'ndan yararlaniyorlar. Yasaya göre bir
itirafçi diyor ki, 'Ben bakkallik yapacagim.' Kiraladigi dükkanin kontratini ve aldigi mallarin
faturasini getiriyor, devlet bu giderlerin parasini hemen ödüyor. Üstelik bununla da kalmiyor. Bu
adamlara her ay istihbarat ödeneginden 2-3 milyon lira harçlik veriyor.
 
Ahmet cem erseverin yaptiklari aciklamalarin hepsi dogrudur,bütün itirafcilar pkk de tanidiklari insanlardan zorla para aldilar,vermeyeni sikayet edip kimini 36 yil ceza alacak sekilde hapse yolladilar,kiminide infaz ettiler.
büyük cogunlugundanda para aldilar,adama ya bize para verirsin yada seni infaz ederiz yada cezaevine yollariz tehdidiyle santaj yoluyla paralar aldilar.
pkk de iken ekmeklerini yedikleri insanlari infaz ettiler,yakalattilar ve köylerini yaktilar.
Gasp yaptilar araba caldilar bunlarin hepsi itirafcilarin gercekligidir.
Ersever devam ediyor...
 
"Bu itirafçilar çok acimasiz insanlardir. Bizden daha milliyetçi kesilmislerdir. Bir numarali
PKK düsmanidirlar."

"Adem Yakin, Cudi Dagi'nda bir çobanin kafasini testere ile kesip bize getirdi." 
Ersever bir ara konusmasina kisa bir ara verdi, Sonra sözlerine. "Çok pisman olmus bir adam"
havasi ile devam etti: "Bu itirafçilari ve ajanlarin kullanilmasini ben istedim. Bu adamlar
PKK'nin herseyini biliyorlardi. Iyi yetismislerdi, tabii hepsi degil. Bunlarla günlerce operasyona
giderdik, giklari çikmazdi. PKK'ya benden daha fazla düsmandilar. Sonra sayilari çok artti.
Sirazeden çiktilar. "  

itirafci adem yakin cobanin kafasini testere ile kesip ahmet cem ersevere götürüyor,bunu ahmet cem ersevermi adem yakin`dan istedi?
zanetmiyorum bunu adem yakinin kendisi ve kendi istegiyle yapti.
Evet Atilla kiyat pasa bunun bir devlet politikasi oldugunu acikladi bu dogrudur,bu yapilanlarin hepsi devletin istegi ve yönlendirilmesi dogrultusunda yapilmistir:
Devlet bu politikayi belirlemistir ve uygulamak icin insana,aslinda insan degil insan kilikli bizim gibi hayvanlara ihtiyac duymustur.
Bir tc yüzbasisi bile itirafcilari cok acimasiz olarak görüyorsa,köyünü yaktigim,iskence yaptigim,yakalattigim 36 yil ceza almasina sebep oldugum insanlara ben temizim,pir u pakim diyebilirmiyim?
Ahmet cem erseverin aciklamalariyla itirafcilarin yasami aralarindaki rekabet.
"Diyarbakir'da kidemli, sadik itirafçilar var. Bunlara aylik 250 bin TL veriliyor. Ibrahim
Yalçin, Adil Timurtas, Recep
Tiril, Halit Çelik, Hasan Adak, Halil Külter, Sadik Babat
bunlardan. 'Özel haklari' var. Cezaevi yönetimi, itirafçi koguslarina porno kaset ve posterler
dagitiyor. 'Güvenilir' konumda olanlar zaman zaman disariya 'eglenceye' götürülüyor. Istanbul'a
gidenler bile varmis. Mahsun Korkmaz'in öldürülmesini sagladigini anlatan itirafçi Adil Timurtas
kogusta Istanbul'da genelevde ve pavyonda nasil eglendigini anlatiyor.

"Itirafçi koguslarinda müthis bir rekabet yasaniyor: Agalik rekabeti. Kim örgüte daha fazla
zarar verdiyse onun sansi fazla. Bu nedenle sürekli yeni itiraflar üretiliyor. Diyarbakir'da itirafçi
koguslarinda sik sik kavga çikiyor bu nedenle. Üstelik cezaevi müdürleri itirafçi gruplar arasinda
taraf tutarak birbirlerine düsürüyorlar...

"Itirafçilar arasinda Suriye ve Irak vatandaslari da var. Mardin bölgesinde çikan bir çatismada
yakalanan Suriyeli Ramazan Mu-hammed devletin en sadik itirafçilarindan. Yine Suriyeli
Mehmet Bora ve Velit Hüseyin çatismalarda yakalanmislar. 17 yasinda iki Irakli var; Idris Salih
ve Telli Haydar. Onlar da itirafçi." 

Binbasi Ersever'in itirafçilarla ilgili olarak anlattiklarindan hiç kusku duymadim. Geçmis
yillarda cezaevlerinden gizlice disari çikarilip tetik çektirilen itirafçilar artik bu isleri aleni
yapmaya baslamislardi. Öyle ki, "devlet için" nasil "kelle götürdüklerini" mahkemelerde bile
çekinmeden anlatiyorlardi:"

Erseverin dedigi gibi devlet itirafcilara maas veriyor,koguslarina porno kaset ve posterler dagitip güvendigi itirafcilari,daha dogrusu en iyi tetikcileri disari cikartip pavyonlarda eglendiriyor genelevlerde agirliyordu.
En cok insan öldüren ve yakalatan itirafcilar güvenilir itirafci konumundaydilar.
Öyleki itirafcilar yakalattiklari insanlarin  mahkemelerine bile gitmez iafedelerini kendi istedikleri mahkemelerde verirlerdi,bunada ohal valisi yardimci olurdu.
Abidin Ivak davasi bunun en büyük kanitidir.aslinda bütün itirafcilarin yasadiklaridir.
Abidin ivak olayi.

"Operasyonlara Gidiyorum Mahkemenize Gelemeyecegim"

Bunlardan biri de Abidin Ivak'ti. Abidin Ivak 1991 yilinda PKK saflarina katilmisti. Mahsum
Korkmaz Akademisi'nde egitim gördükten sonra Tatvan bölgesinde görevlendirilmisti.

30 Eylül 1992 tarihinde buradan Istanbul'a gitti. 20 Aralik 1992 tarihinde polis tarafindan
yakalandi. Pismanlik Yasasi'ndan yararlanmak üzere itirafçi oldu. Itiraflariyla Istanbul'da 16
kisiyi yakalatti. Ivak ve itiraflari sonucu yakalananlar hakkinda Istanbul DGM dava açti. Bu
arada itirafçi Ivak örgütsel faaliyet gösterdigi Bitlis yöresine götürüldü. Ivak burada da 20 kisiyi
yakalatti. Bu kez Diyarbakir DGM Ivak hakkinda tutuklama karari çikardi. Ancak Ivak Bitlis
yöresinde "görevdeydi!" 14 Haziran tarihinde Diyarbakir DGM zaten cezaevine hiç ugramayan
Ivak hakkinda tahliye karari verdi!

Ancak isler Istanbul DGM'de iyi gitmiyordu. Istanbul'da süren davada birçok kisi Ivak'in
itiraflari sonucu tutuklanmisti. Avukatlar Ivak'in durusmaya getirilmesini talep ediyorlardi.
Istanbul DGM ise Ivak'in Diyarbakir DGM'deki davasini gerekçe göstererek Ivak'i getirtmiyordu.  
Ancak Ivak Diyarbakir'daki davadan tahliye edilince Istanbul DGM Ivak'i istemek zorunda kaldi.

Itirafçi Ivak 31 Agustos tarihinde Istanbul DGM'ye bir faks çekti: "Istanbul Cezaevi'nde itirafçi
kogusu olmadigi ayrica sürekli izne çiktigimdan dolayi mahkemenize gelememekteyim.
Diyarbakir 3 nolu DGM hakkimda tahliye kararini vermesine karsin halen ayni suçtan
yargilanmam beni her yönden magdur etmistir. Su an güvenlik kuvvetleriyle operasyonlara
katilmam her yönüyle devletin yaninda oldugumun göstergesidir. 9 Eylül tarihli durusmamda
tahliye kararimin onaylanarak tarafima iletilmesini talep ederim."

Ivak adres olarak, Diyarbakir DGM'deki davadan tahliye edilmesine ragmen Istanbul'daki
davasinin sürüyor olmasi nedeniyle Diyarbakir E tipi Cezaevi'nin B/38'inci kogusunda kaliyordu,
buranin adresini vermisti. Ivak'in el yazisi ile kaleme alip gönderdigi faksin üzerinde 655 24
telefon numarasi vardi. Bu telefon numarasi ise Bitlis Emniyet Müdürlügü'ne aitti! Diyarbakir
cezaevinde kaliyor, Bitlis'ten faks çekiyordu...

Ivak, davasinin Diyarbakir DGM'ye gelmesi için çaba harciyordu. 23 Temmuz 1993 tarihinde
Diyarbakir DGM'ye bir dilekçe verdi. "Kendi istegimle ve arzumla güvenlik güçlerine samimi
ikrarlarim sonucu Istanbul'da 16 kisilik örgüt mensubunun silahlariyla birlikte yakalanmasini
sagladim. Daha sonra Bitlis'ten gelen güvenlik güçlerine Bitlis ilinde faaliyetlerim oldugundan
buraya gelerek içinde kendi grubum dahil örgüt mensuplarin ölü ve sag ele geçirilmelerin
sagladim. Yaklasik 8 aydir defalarca yüce mahkemenizden gerekli kararlar alinarak güvenlik
güçleriyle operasyonlara katildim. Sürekli güvenlik güçleriyle çalistigimdan dolayi Istanbul'daki
mahkememi takip etmem söz konusu olmamistir. Istanbul cezaevinde itirafçi kogusu olmadigi
ayrica sürekli izne çiktigimdan buradaki mahkemeye gitmem imkân dahilinde degildir. Yüce
Mahkemenizden büyük ricam dava dosyamin Diyarbakir Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne
getirilmesini saglayacak girisimlerin olmasini talip ediyorum".

Ivak Olaganüstü Hal Bölge Valiligi'ne de basvuruyor. 28 Temmuz 1993 tarihli basvurusu
söyle:

 "Burada 8 aydan beri sürekli izindeyim. Basta grubum olmak üzere birçok kellenin alinmasini
ve silah, siginak ve örgüt milislerini, sehir komitesini yakalattim. Istanbul'da davam sürüyor.
Oraya gitme imkanim olmadigi için siz devlet büyügümüzün elinden gelen çabayi göstermesini
rica eder, Istanbul'da bulunan dava dosyamin Diyarbakir'a aktarilmasi konusunda elinizden geleni
esirgemeyeceginizi rica ederim."

8 aydir Bitlis Emniyet Müdürlügü'nün emrinde görev yapan itirafçi Abidin Ivak kimlerin
"kellesini almisti?"

 Bu olay bir gerçegi ortaya koyuyordu: Diyarbakir Cezaevi'ndeki itirafçilar Kontrgerilla
eylemlerinde tetikçi olarak kullaniliyordu. 

Bunlara benzer binlerce örnek var.
simdi birileri cikip bütün bu yasanilanlarin icinden ben temizim,hic bir günahim yok,demesi inandirici olabilir`mi?
Uzun lafin kisasi jitemde calismis hic bir itirafci kendini temiz gösteremez,suca bulastim diyemez,ve bunlari yaparken amirlerimin verdigi emri uyguladim deyip kesip atamaz.
itirafcilarin büyük cogunlugu devletin gözüne girmek icin onbinlerce insan katletti,köy yakti,iskenceler yapti.
en sadist ve fasist türk subayinin yapmadigi iskenceleri itirafcilar yapti
Devam edecek.....

 
  




Hiç yorum yok: