15 Aralık 2010

Soner Yalcin-Cem Ersever.III BÖLÜM ERSEVER'LE TANISIYORUZ

Ahmet Cem Ersever
III. BÖLÜM ERSEVER'LE TANISIYORUZ
Tarih 5 Haziran 1993. Ulusal Basin Ajansi (UBA) saat 11.02'de Aydinlik'in Ankara Bürosuna bir haber geçiyor. Söyle:
"ANKARA, 5 Haziran (UBA)-PKK'nin ilan ettigi tek tarafli ateskes kararindan sonra Türkiye'de meydana gelen yumusama ve siyasi çözüm arayislari 'imha politikasini savunan bazi askerleri' isyan ettirdi. Jandarma Genel Komutanligi Istihbarat Grup Baskanligi görevinden istifa eden Kidemli Binbasi A. Cem Ersever, 'Bu is Girek Vadisi'nde (Hezil Çayi) basladi, orada bitirilecektir, dagda basladi dagda bitirilecektir' dedi "PKK'nin tek yanli ateskes kararindan sonra basta Içisleri Bakani Ismet Sezgin olmak üzere bazi siyasilerin PKK lideri Abdullah Öcalan'a 'Bay Öcalan' diye hitap etmeye basladigina dikkat çeken Ersever bu yaklasimin PKK'ya karsi verilen mücadeleyi zarara ugrattigini söyledi.
"Istifasindan sonra arkadaslariyla bir degerlendirme yapan ve görüslerini açiklayan Ersever, PKK'ya karsi baslatilan operasyonlarin durdurulmasini elestirdi. Cem Ersever bu konuda atilan yanlis adimlari protesto amaciyla Jandarma Genel Komutanligi'ndan kendisiyle birlikte bazi arkadaslarinin da istifa ettigini bildirdi."
Ersever sadece UBA'ya degil bazi gazeteler ile diger-ajanslara da bildiri göndermisti. Ama bildiriyi sadece UBA haber yapip abonelerine ulastirdi. Diger basin kuruluslari ise bildiride "haber degeri" bulamamislardi!..


39


Ajans Ve Gazetecilerin Deger Vermedigi Bildiri
Ersever'in gazete ve ajanslara gönderdigi bildiri "Ben A.Cem Er-sever, PKK ile mücadelede atilan adimlarin yanlis oldugunu, mücadelenin ehil ellerce yürütülmesi gerektigine, TC'nin PKK sorununa karsi bir stratejisinin olmadigina inandigimi ve 1992 yilinda zevahiri kurtarmak gerekçesiyle bilgisizce yapilan Kuzey Irak harekâtinin devleti bir açmaza soktugunu, PKK'ya siyasi kazanimlar getirecegini, güçlenmesini saglayacagini, siyasi isportaci Celal Ta-labani isimli sahsin Türkiye'de sadece PKK'nin askeri gücünü ele geçirmek maksadiyla tezgâhlar pesinde oldugunu beyan ederek, 1993 yili Mart ayinda kidemli binbasi rütbesinde Jandarma Genel Komutanligi Istihbarat Grup Komutanligi görevinden kendi istegimle ve bazi arkadaslarimla birlikte emekli oldum" diye uzun bir cümle ile basliyor,
Ersever'in açiklamasi söyle sürüyor:
"1984 yilindan bugüne kadar yapilan yanlislar, ihanetler ve uy-gulamalar konusunda Türk kamuoyunun aydinlatilmasi gerektigine inaniyorum ve Türk basiniyla kamuoyu önünde Celal Talabani'nin ihanetleri, PKK iliskileri, Güneydogu'daki gerçek durum, köy koruculari, itirafçilar, faili meçhul cinayetler hakkinda ve bazi siyasilerin örgütsel konumlari hakkinda açiklamalarda bulunacagim.
"Basinda yer alan hükümet yetkililerinin demeçleri de insani çileden çikaracak cinsten olan her zamanki gibi aldatmacadan baska birsey degildir. Her zamanki gibi koltugundan olma kaygisiyla halkin gözünün içine baka baka yalanlar siralandi. Terörist Apo 'yu ateskes kararindan sonra 'Bay Öcalan' diye telaffuz etmeye baslamadilar mi?
"Madem ki PKK'nin ateskesi toparlanmak için bir taktik olarak ele alindigini biliyordular, neden bahar operasyonlarini durdurdular?
"Toparlanip bir yol kesme ile 40 insani katletmelerine neden firsat verildi? Madem ki herseyi biliyorlardi, 100 kisi sikistirip 10 kisi öldürebilmek için 40 insani yem olarak mi kullandilar? Yoksa oynamaya mecbur olduklari oyunda Apo 'mizikçilik' mi yapti? Bakin, Apo onlarla dalga geçercesine Isterlerse ateskes devam eder, hâlâ va-
40

kitleri var' diyor. Türkiye Cumhuriyeti'ni ne hale soktuklarinin farkinda midirlar? Ben pek sanmiyorum. Ne zaman misyoner danismanlar tarafindan yönlendirilmekten kurtulacaklar? Yine ayni masallari yutturmaya devam ediyorlar."
Ersever'in Adami Telefonda
Ersever'in yazili basin açiklamasini yaptigi 5 Haziran günü Ankara'da degildim. Ankara Haber Müdürümüz Hikmet Çiçek, UBA'nin haberinde "Binbasi A.Cem Ersever" adini görünce hemen telefonla ajansi ariyor. Ersever ile yüzyüze görüsmek istedigini varsa telefon numarasini rica ediyor. Ajans Hikmet Çiçek'e basin açiklamasinin altindaki telefon numarasini veriyor. Hikmet Çiçek verilen 441 22 96 numarali telefonu çeviriyor. Telefona çikan sahsin Mustafa Deniz oldugunu o günlerde bilmiyorduk. Mustafa Deniz, Binbasi Ersever'in büroda olmadigini söylüyor.
Hikmet Çiçek, UBA'nin geçtigi haberi animsatarak soruyor; "Ersever'in açiklamasi çok ilgimizi çekti. Bu haberi mansetten vermeyi düsünüyoruz. Türk Silahli Kuvvetleri, 30 Özel Harp subayinin görevine son mu verdi?" Telefondaki sahis (Mustafa Deniz) söyle konusuyor: "Ordu subaylarin görevine son verdi diye birsey yok. Bu bizim açiklamamizda yok. Biz kendimiz ayrildik. Ayrilanlardan biri de benim. Biz TC'nin yanlis politikalar yürüttügüne inandigimiz için, bir tepki duydugumuz için ayrildik. Bakin, Kürt politikasi Ortadogu politikasinin bir parçasi olarak düsünülmemeli. Talabani isportaci bir politikacidir ve Irak Kürtlerini temsil edemez. Talabani ile kurulan iliskilere karsiyiz.
"Eger birisi size elindeki çubukla vurmaya çalisirsa önce çubugu indirecek. Sonra 'Hakkin neyse onu alacaksin' dersiniz. Agalari da koruyan PKK degil mi? Olan benim zavalli Kürt kardesime oluyor. Türk'ün verdigi vergiler oraya mermi, silah parasi olarak gidiyor.
"Sorun bitmiyor çünkü etrafta sürekli Ingiliz paralari dönüyor. Kürt ne zaman kendi kimligine varir, sorun o zaman biter. Bu
41

çözümsüzlügü Türkiye'de kendi amaçlarina kullanmak isteyen belirli misyonerlerin oldugunu da biliyoruz. Bunlarin ortaligi ne kadar bu-lundirdigini da biliyoruz."
Mustafa Deniz, soluk almadan konusuyor sanki. Sözlerini söyle bitiriyor: "Artik suna kesin inaniyorum. Eskiden askeri ihtilallerle bazi sorunlara çözüm araniyordu. Ama artik halk ihtilali olur! Bugüne kadar kime el uzattiysa beklentilerinin karsiligini alamayan halk kendisi gelir bu sefer. Ben Marksist degilim ama Marksizm'i gayet iyi bilirim! Ben bunlari daha farkli anlamda söylüyorum. En iyisi siz bunlari Ersever Binbasi ile konusun. Siz telefon birakin gelince biz sizi arariz."
"Buyurun Ben Cem Ersever"
Ayni gün yani 5 Haziran'da Ersever, Hikmet Çiçek'i ariyor; "Buyurun ben Cem Ersever, beni aramissiniz." Hikmet Çiçek basin açiklamalarini okudugunu, daha genis bir görüsme yapmak istedigini söylüyor. Ersever "Hay hay, ne zaman" diyor.
Bir gün sonra Aydinlik'in Ankara Bürosu'nda görüsmeye karar veriyorlar.
Bu arada hemen Ankara'ya dönmem isteniyor 6 Haziran günü Aydinlik'ta Ersever'in basin açiklamasi ile telefondaki sahsin anlattiklari. "30 özel harpçi ordudan ayrildi" manseti ile veriliyor.
6 Haziran günü Aydinlik'ta çikan habere Istanbul Büro Ahmet Cem Ersever'in portresini yazip haberin içine çerçeve olarak koyuyor.
"Koyu MHP'li" basligi ile yazilan portrede bizim daha önce edindigimiz bazi bilgiler veriliyor. "Bazi bilgiler" diyorum çünkü Ersever dosyasi bendeydi. Haber yapildiginda Ankara'ya dönmemistim.
Ersever'in Portresi
Aydinlik'ta yazilan portre söyleydi:
42

"Jandarma Kidemli Binbasi Ahmet Cem Ersever ordu içinde MHP'li olarak taninan bir subay. 1976 yilinda Silopi Jandarma Merkez Bölük Komutam iken Ülkü-Bir'in açilmasi için çaba gösterdi. Solcu gençlerle kavga etti. Gençler tarafindan dövülürken Silopi halki üzerine ates açilmasi emrini verdi ve 'Iste karsinizda Rumlar ates serbest' dedi. Açilan atesle yaralananlar arasinda o dönemin Silopi Belediye Baskani Resat Öktem'in agabeyi Fikret Öktem de vardi. O tarihte bu olay Cumhuriyet gazetesine yansimisti. Gazete Ersever için MHP'li Üsttegmen demisti. Yine o tarihlerde Silopi'de Payan, Isterdiyan, Batuyan asiretleri arasinda çatisma çikarmisti. Konu Meclis'e getirilmisti. Ersever Silopi'den Izmir Foça'ya tayin edildi.
"12 Eylül'den sonra Türkes'in çok yakini olarak bilinen subaylarin devreye girmesiyle istihbaratçi olarak Adiyaman'a gönderildi. 1984 yilinda Siirt'te görev yapti. Burada bulundugu sirada Güneydogu'nun her yerinden gözaltina alinan kisilerin sorgularina katildi. Iskenceler yapti. Iskence yaptiklari arasinda Mardin eski Belediye Baskani Abdullah Arikan da var.
"1990 yilinda Diyarbakir'da görevli. Emekli olmadan önce Güneydogu'da uzun yillar görev yapmis üç subay ve bir astsubayla birlikte Zaho'da sivil olarak görev yapti. Cizre, Silopi, Duhok, Zaho arasinda sik sik dolasti. Zaho'da karargâh kurmasindan sonra Silopi'li Mehmet Tan esrarengiz bir sekilde kayboldu. 1989 yilinda Silopi merkeze bagli Piryan köyünden Haci Zeyrek'in, Balveren Köyünden Görgün Ibrahim Savas'in bizzat Ersever tarafindan öldürüldügü belirtiliyor. Senoba'nin Talih mezrasindan Süleyman Saitoglu'nu gece yarisi evinden alip Esek Magarasinda testereyle kafasini kestigi de söyleniyor.
"Kisa araliklar hariç 1976 yilindan beri Güneydogu'da istihbaratçi olarak görev yapan Ersever çok iyi Kürtçe konusuyor. Sürekli biçim degistiriyor. Ersever'in gittigi her bölgede faili meçhul cinayetler isleniyor."
Ersever Kiziyor
Portrenin gazetede çikmasi Hikmet Çiçek'i tereddüt içinde birakmisti. Ersever pekâlâ yazilanlara kizip gelmeyebilirdi.
43

Ancak Ersever 6 Haziran günü bir arkadasi ile birlikte çikip gelmisti. Yanindaki kisi Mustafa Deniz'dir.
Hikmet Çiçek tahmininde yanilmamisti: Ersever kizgindi.
"Ben Cem Ersever" diye elini uzatirken ekliyordu: "Benim hakkimda neler yazmissiniz öyle? Insan açip bana sormaz mi? Bakin dün sizinle telefonda konustuk, o zaman sorabilirdiniz. Kusura bakmayin ama o yazdiklarinizi tekzip edecegim."
Açiklama gazetede çikarsa, ancak o zaman görüsme yapacakti...
7 Haziran günü Ersever'in açiklamasi Aydinlik'ta, çikti:, "Yazida adi geçen özel harp teskilati ile bugüne kadar hiçbir ilgim olmamistir.
"MHP'li degilim ve geçmiste de olmadim. Hiç bir siyasi parti ile iliskim yoktur.
"Bugüne kadar antidemokratik ve yasadisi herhangi bir faaliyetim olmamistir. Bana atfedilen olaylar, yazida belirtilen atanma yerlerim ve tarihler gerçek disidir.
"Kürt meselesi ve PKK olayini birbirinden ayiran Türk ile Kürt insaninin basindan PKK belasinin defedilmesi gerektigine inanan ve PKK ile mücadelenin yanlis yürütüldügünü savunan bir görüse sahibim.
"Bu nedenle PKK'ya karsi tedbir, mücadele adi altinda kisiligimi daha fazla rencide etmemek düsüncesiyle ve sivil toplumda bir fikri mücadele platformu olusturabilmek maksadiyla 1993 yili Mart ayinda kendi istegimle emekli oldum. Benimle birlikte iki sivil memur arkadasim da istifa etmek suretiyle ayrilmislardir. Bunun disinda ordudan kaç subayin hangi nedenle ayrildigi konusunda bilgi sahibi degilim."
44

Hiç yorum yok: