15 Aralık 2010

Soner Yalcin-Cem Ersever.I BÖLÜM CEM YÜZBASININ YARDIMCILARI

I. BÖLÜM "CEM YÜZBASININ YARDIMCILARI
ilk bölümün basi: O dönemde çalismakta oldugum 2000'e Dogru dergisi 8 Aralik 1991 tarihinde "Kimlikleri ve Eylemleriyle Iste Mardin Kontrgerillasi" baslikli bir haber yayimladi: "Son 5 ayda Mardin, Ömerli, Savur, Nusaybin, Midyat, Batman ve Idil'e bagli köylerde kontrgerillanin eylemleri sonucu 22 kisi öldü, 5 kisi yaralandi. Bu cinayetleri isleyenlerin esgalleri ve yöntemleri ayni. Beyaz Renault'a biniliyor. Kars lehçesiyle Kürtçe konusuyorlar. Gerilla kiliginda dolasiyorlar. Bu kontrgerilla ekibinin basinda Jandarma subaylari A.Ö. ile H.K. var. Vurucu (tetikçi) timin sefi ise Karsli MHP'li eski bir ögretmen olan Y.S. dört kisilik infaz timinde itirafçilar var."
2000'e Dogru, "Mardin Kontrgerillasi" haberinde bas harfleriyle verdigi kisileri, açik adlarinin belirtildigi bir yazi ile Basbakanliga ve Içisleri Bakanligi'na bildirdi. Türk Silahli Kuvvetleri mensubu iki subay hakkindaki bilgileri ise gene isimleri açikça yazarak Genelkurmay Baskanligi'na iletti.
Ancak bu kurumlardan hiçbir yanit alamadi. "Haberiniz dogru degildir" gibi bir açiklama bile yapilmadi.
Biz de "Mardin Kontrgerillasi" haberini gelistirmeye karar verdik. Arastirmaya devam ettik.

"Gerilla Gibi Giyinirler"
Subay A.Ö. Mayis 1992 tarihinden beri Jandarma Genel Komutanligi Istihbarat Baskanligi'nda görev yapiyordu. Bölücü ve Yikici Azinlik Kisim Amirligi'nde görevliydi.
19

A.Ö. uzun yillar Güneydogu'da görev yapmisti. Kontrgerilla faaliyetlerinde yaninda hep "Cem Yüzbasi" diye biri vardi. A.Ö. "Cem Yüzbasi"nin yardimcisiydi. "Bu subaylar hep sivil dolasirlar. Ikisi de istihbaratçi. Tehlikeli adamlar, dikkatli olun" demisti emekli bir Kurmay Albay.
Arastirmaya A.Ö.'nün biyografisini saptayarak basladik.
A.Ö. uzun yillar Güneydogu'da görev yapmisti. Kontrgerilla faaliyetlerinde yaninda hep "Cem Yüzbasi" diye biri vardi. A.Ö. "Cem Yüzbasi"nin yardimcisiydi. "Bu subaylar hep sivil dolasirlar. Ikisi de istihbaratçi. Tehlikeli adamlar, dikkatli olun" demisti emekli bir Kurmay Albay.
Arastirmaya A.Ö.'nün biyografisini saptayarak basladik.
A.Ö. 1954 Mus Bulanik dogumlu, Kafkas kökenliydi. Kuleli Askeri Lisesi'nden mezundu. Harp Okulu'nda ögrenci iken okul arkadaslarindan 43 kisinin ismini yazip, "Bunlar solcudur" diye Okul Komutanligi'na ve MIT'e ihbar ediyor. Ihbar dilekçesinin altina "Milliyetçi, Atatürkçü Subaylar" imzasini koyuyor.
A.Ö. 1974 Harp Okulu çikisliydi. Jandarma istikamci. 1976-77 döneminde Foça Komando Okulu'nda kurs görüyor. Burada da bazi subaylari solcu diye ihbar ediyor. 'Cem'le Foça'dan tanisiyorlardi.
1500 subayin re'sen emekli edildigi 12 Eylül döneminde darbe için aktif rol aliyor. A.Ö. ile ilgili bir astsubay sunlari anlatiyor:
"1978 yilinda Mardin 22'nci Sinir Tugay'inda görev yaparken birlikte çalistigi ve çok yakin arkadasi olan 'Cem Yüzbasi' ile birçok operasyonlara katildilar. Daha sonra ikili Jandarma Istihbarat'da da birlikte çalistilar. Burada görev yapan subaylar gerilla gibi giyinirler. Kendileri Kürt degil ama çok iyi Kürtçe konusurlar."
A.Ö. Güneydogu'daki birçok cinayetin sorumlusu olarak gösteriliyordu. Haberi yazmadan önce kendisiyle görüsmek istedim. Telefonla ulastim. Hakkindaki bilgileri ve söylenenleri siraladim. Görüsmek istedigimi söyledim. A.Ö. sert bir yanit vererek bizimle görüsemeyecegini belirtti. Telefonu yüzüme kapatti!
Binbasi A.Ö.'nün bu tavri dogrusunu söylemek gerekirse bizi oldukça öfkelendirdi.
Arastirmaya devam ettik: A.Ö., 12 Eylül'den sonra ilk sinir ötesi operasyonlara katilan subaylar 12 Aralik 1980 tarihinde Suriye'deki KAWA'nin kampini basan timin basinda A.Ö. var. Içlerinde KAWA'nin Merkez Komite üyesi Hüseyin Aslan'inda bulundugu önder kadrodan 15 kisi bu baskinda öldürüldüler.
A.Ö., 12 Eylül'den sonra kisa bir süre Mardin Belediye Baskanligi yapti.
Zeki Yumurtaci'nin Katili
"Mardin Kontrgerillasi" içinde adi geçen diger subay ise H.K. idi. H.K.'nin kontrgerilla olma "serüveni" oldukça ilginç. 12 Eylül darbesine birkaç ay kala Istanbul Bakirköy Ilçe Jandarma Bölük Ko-mutanligi'na ataniyor. Darbeden sonra 12 Eylül sorgulamalarinda bizzat yer aliyor. 18 Eylül 1980 günü olay kesfi için Avcilar'a tatbikata götürdükleri devrimci Zeki Yumartaci'yi öldürüyor.
Olay basina, "Polis ekibine ates açan teröristler tatbikata götürülen arkadaslarini vurdular" diye yansitiliyor. Zeki Yumurtaci'nin kafasina silahi dayayip öldüren kisi ise subay H.K.
Bu olayi anlatan Albay sunlari söylüyor: "O günlerde Istanbul'da birçok solcu öldürüldü. Istanbul Emniyet Müdürü Sükrü Balci'nin degisik bir taktigi vardir. Bir polisi veya subayi pislige bulastirmak için tetik çektirir. Tetigi çeken kisi ise bu islerden artik kurtulamaz. H.K. iste böyle bir numara ile pislige bulastirildi. Saniyorum hâlâ da bu rezil isleri yapmaya devam ediyordur. Çünkü bu islere giren subayin, polisin kurtulmasi zordur. H.K.'yi diledikleri gibi kullanirlar."
Nitekim Istanbul Avcilarda baslayan faaliyet Mardin'de sürüyordu.
Kontrgerillaci Sayin Ekibi
A.Ö. ve H.K. ile baslayan 'Kontrgerillaci subaylar' listesinde "Cem Yüzbasi "da vardi.
Bu listenin basinda ise; daha sonra bir suikaste kurban giden Asayis Kolordu Komutani Korgeneral Hulusi Sayin'in kayinbiraderi Albay C. K. bulunuyordu.
Jandarma Genel Komutanligi'nda 70'li yillarda iki grup ortaya çikmisti. Sosyal demokratlarin olusturdugu ve basinda Korgeneral Ismail Selen'in bulundugu grup ile MHP'lilerin biraraya gelip liderligini Korgeneral Hulusi Sayin'in yaptigi ekip. Iki grup sürekli çatisma halindeydi.
21

"Kontrgerillaci subaylar" Hulusi Sayin'in ekibi içindeydi. Ekipte "Yüzbasi Cem" ve A.Ö.'den baska C.K., T.S., A.S., I.Y., F.A., gibi birçok MHP'li subay daha vardi.
Bu "Kontrgerillaci subaylarin" 70'li yillardaki "karargahlari" ise Ankara'daki Jandarma Okul Komutanligi'ydi.
Ana Tamir Atölyesi'nden silah kaçirip bunlari MHP'lilere veriyorlardi. Bu konuda haklarinda sorusturma açilmisti. Ancak sorusturma hasiralti edilmisti. Bogma zinciri gibi MHP'lilerin o yillarda çok kullandiklari yaralama - öldürme aletlerini de gene bu ekip tarafindan saglanmisti.
Gruptaki MHP'li subaylar açikça eylemlere de katiliyorlardi. Örnegin, Subay F.A.'nin silahi solcu bir doktor olan Mehmet Güçlü'nün öldürülmesinde kullanilmisti. Böyle oldugu kesinlestigi halde hiçbir sey yapilmamisti. Tam tersine rütbesi hep yükseldi. Halen Albay olarak görevinin basinda.
"Yüzbasi Cem" bu grubun aktif elemanlarindan biriydi. MHP'nin toplantilarina çekinmeden üniformasi ile gidiyordu!
"Yüzbasi Cem" giderek daha fazla ilgimizi çekiyordu...
JITEM...
JITEM (Jandarma Istihbarat Terörle Mücadele) adini ilk kez 1991 yili sonunda duymustum. Ancak ilgimi çekmemisti.
Daha sonraki günlerde JITEM'de görev yaptigini söyleyen bir astsubayla karsilastim. 1992 yazinin sicak bir Haziran günü oturup saatlerce sohbet ettik.
" Bu birim Jandarma'da ilk kez 1938 yilinda degisik bir isimle kuruluyor. O yillarda Jandarma Teskilat ve Vazife Nizannamesi'nin sekavetin izalesi (eskiyaligin ortadan kaldirilmasi) ve ajan muhbir tayinine dair talimat var. Iste bu talimat sonraki yillarda re-organizasyona tabi oluyor. Saniyorum 1987 yilinda tekrar JITEM adi ile kuruluyor. Jandarma Istihbarat Birimleri bölük pörcüktü. Hepsini
22

bir komutanliga baglamak istediler. Adina da Jandarma istihbarat Terörle Mücadele denildi."
"JITEM'in örgütlenmesi söyledir: Direkt Jandarma Genel Komutanligi ile irtibatlidir. JITEM Grup Komutanliginin basinda bir binbasi bulunuyor: Önce Cem Binbasi vardi, o ayrildi. Yerinde simdi Nurettin Binbasi var."*
Subay A.Ö.'nün komutani "Yüzbasi Cem" bu kez karsima "Cem Binbasi" olarak çikmisti. Astsubay'a hemen Binbasi Cem'i sordum. Çekindi: "Açik kimliklerini vermek istemiyorum. Zaten Cem'i fazla tanimiyorum. Benden önceydi. Nurettin Binbasi Malatyali. Kürt degil ama çok iyi Kürtçe konusuyor. Binbasi Cem simdi saniyorum Genel Komutanlik'da görev yapiyor. Zaten burada görev yapanlar nedense daha sonra hep Genel Komutanlik'a tayin olurlar!"
Astsubay, JITEM'in örgütlenmesi hakkinda detayli bilgiler verdi:
"JITEM Grup Komutani'nin alt kadrosunda bir veya iki subay ile birkaç astsubay görev yapar. JITEM Komutanligi'na bagli; gerilla gibi giyinen, altlarinda özel arabalari bulunan JITEM komutanlari disinda kimseden emir almayan, kendi baslarina buyruk olan çogunlukla dagda gezen, magaralarda kalan timler vardir. Kaç tim oldugunu bilmiyorum."
Benim bildigim kadariyla eskiden Jandarma Genel Ko-mutanligi'nin "Bölge Birimleri" vardi. Bunlarin basinda Grup Amiri bulunurdu. Türkiye yedi grup amirligine ayrilmisti. Bu yedi grup amirligine ise iller bagliydi. Iller ise "Yuva Baslari" denilen daha küçük birimlerden olusuyordu.
JITEM kafami karistirmisti. Astsubay'a bildiklerimi söyledim. Anlastik: 'Bölge Birimleri'nin yani grup amirliklerinin yerini; 1987 yilinda JITEM almisti. Simdi de yedi JITEM birimi vardi. Bunlar direk Jandarma Istihbarat Daire Baskanligi'na bagliydi.
Astsubay eline kagit kalem aldi. Jandarma'nin örgütlenmesini çizdi:
* Astsubay sadece Diyarbakir JITEM'i biliyordu. Halbuki Türkiye'de 7 JITEM Grup Komutanligi vardi. Kurucusu ise halen Nigde Alay Komutanliginda görevli Albay A.D. idi.
23


"PKK'li Sanirsiniz"
Astsubay, Diyarbakir JITEM'e bagliydi. Ancak kendisi grubun elemani degilmis gibi anlatiyordu:
"Bunlar köy köy, mezra mezra dolasirlar. Her timin kendi bölgesi vardir. Hepsi çok iyi Kürtçe konusur. Zaten bunlari birçok köylü PKK'li sanir. Bu timleri sizde görseniz PKK'li mi, asker mi oldugunu anlayamazsiniz. Hepsi biyikli ve sakallidir. JITEM timleri bazen PKK kimligiyle gidip, kavgali köylüleri birbirleriyle baristirir. Bu timlerin asil amaci istihbarat toplamaktir.
"Timlerin basinda üstegmen veya yüzbasi bulunur. Bir ti nde subaydan baska bir kaç tane astsubay ile en fazla ikide er vardir. Erler yemek, temizlik gibi yardimci hizmetlerde kullanilir. Bu timlere son yillarda itirafçilar da katilmaya basladi.

"JITEM timlerinin gizli ödenekleri vardir. Bu timlerde görev yapan subaylar çok iyi para kazanirlar. Bol primi, ikramiyesi vardir. Özellikle iyi istihbarat alindiginda primleri artar.
"Söyledigim gibi bu timlerin asil amaci istihbarat toplamak, sorumlu oldugu bölgede istihbarat agi kurmaktir. Köylüleri 'devsirip' muhbir yapmaktir. Köy korucusu olan bir köyde mutlaka JITEM'in muhbiri vardir. Timlerle, korucularin iliskileri çok siki fikidir. Her köyde, mezrada bir muhbir bulunsun istenir. Ancak muhbir bulmak çok zordur. Genellikle korucular yapar bu isi."
JITEM Arabalari...
Astsubay'in bundan sonra anlattiklarindan dehsete düstüm. Astsubay, Güneydogu'da görev yapan bazi subaylarin uyusturucu ve silah kaçakçiligi yaptiklarini iddia ediyordu! Kisi ve yer isimleri veriyor, olaylari detaylariyla anlatiyordu: "JITEM çok iyi amaçlar için kuruldu. Istihbarat toplamak tek gayesiydi. Sonra dejenere oldu. Tim komutanlari kendi gruplarini olusturduklari için isi bilen elemanlar yerine, kendisine çikar saglayacak, kendi yaptigi kanun disi davranislara göz yumacak itirafçilari, askerleri seçmeye basladilar. Çogu tim elemani yapilan kanun disi hareketlere göz yumdu. Üst rütbeler de ses çikarmadi. Sonuçta ufak çapta baslayan kanun disi hareketler çok büyüdü. Binlerle ifade edilen paralar, milyarlarla ifade edilmeye baslandi. Nihayet JITEM'de çalisanlarin hemen tümü bölgede uyusturucu ve silah kaçakçiliginda etkin rol almaya basladilar."
Astsubay saskinligimi anlamisti:
"Evet sasiracaksiniz ama gerçek bu! JITEM timleri bölgede uyusturucu ve silah kaçakçiligi yapiyor." .Merakla sordum: "Nasil yapiyorlar?" Anlatti:
"JITEM timlerinin altinda sivil arabalar var. Bu otomobiller, degisik renktedir. Plakalari ise resmi degil, sivildir. Güneydogu'nun tüm karayollarindaki arama noktalarindan rahatça geçerler. Durdurulmazlar, aranmazlar. JITEM timi kimligini gösterir, çeker gider.
25

"Iste bu kolaylik nedeniyle, Iran'dan, Irak'tan, Suriye'den gelen uyusturucular JITEM arabalarina yükleniyor. Uyusturucuyu alan JITEM arabalari duruma göre Van veya Diyarbakir'a gidip uyusturucuyu teslim ediyor. Uyusturucular buradan Istanbul'a, Mersin'e gidiyor."
Astsubay "Sizin araciliginizla yetkilileri uyarmak isiyorum" dedi: "Asil pusu JITEM arabalarina atilsin! Arabalardan ne kadar eroin çikacaktir görsünler. Arastirilsin; JITEM timlerinde görev yapan subay ve astsubaylarin, Bati'ya tayin olduktan sonra nasil zengin olduklari! Son model arabalari, apartmanlari, daireleri, nasil aldiklari! Arastirirlarsa bulurlar; zengin olmayan JITEM komutaninin bulunmadigini!"
Daha detayli bilgi vermesini istedim. Iddiasi büyüktü. Astsubay bu konuda tahmin ettigimden daha bilgiliydi.
"JITEM timleri, kaçakçiligi iliski içinde olduklari korucubaslari ve itirafçilar araciligiyla yapiyorlar. Bunlarin çikarlari ortak oldugu için birbirlerini hep korurlar.
"Size bir örnek vereyim; Silopi JITEM'inden bir astsubay Senoba'daki bir köylü ile iliski kuruyor. Bu köylü hem muhbirlik hem de uyusturucu kaçakçiligi yapiyor. K.Irak'tan gelen uyusturucuyu Yüksekova'dan teslim aliyor. Tabii mali alacagi gün ve saati astsubaya bildiriliyor. Astsubay da JITEM'in sivil plakali Renault arabasiyla gelip uyusturucuyu Diyarbakir'a götürüyor! Böyle kaç parti mal götürdüler...
"Bir baska örnek daha vereyim. Yüksekova'da bir köyde, 'eroin imalathanesi var' diye duyum aliniyor. Köye baskin düzenleniyor. Köylülerle yapilan pazarlik sonucu Yüksekova Merkez Jandarma Karakol Komutani Astsubay milyonlarca lira rüsvet aliyor. Sifir hattinda; yani sinirda bulunan Bölük Komutanlarinin, Alay Komutanlarinin, Il Jandarma Alay Komutanlarinin yüzde 80'i bu isin içindedir.
"Bölgeye gelen sinir komutanlari, ister istemez bu islere bir sekilde bulastiriliyor. Yeni gelen komutana kaçakçilik yapan agalar, korucu baslari, belediye baskanlari hemen ziyarete gelirler. Komutanin nabzini yoklar, hediyeler verirler. Samimi olmaya çalisirlar.
26

Eger samimi olurlarsa isler kolaylasir. 'Al gülüm ver gülüm' baslar. Zaten tayini çikan komutan yeni gelen subaya dönen dolaplari anlatir. Eger yeni gelen subay iyi niyetli ise uyusturucu kaçakçiligina karsi biriyse bu kez agalar, korucular onu yerinden etmek için çesitli dolaplar çevirirler. Nüfuzlarini kullanirlar. Araya kimler kimler sokulur; Belediye Baskanlari, Milletvekilleri, Bakanlar..."
Resmi Silah Kaçakçiligi
Astsubay sadece uyusturucu kaçakçiligi yapilmadigini anlatti. Bölgede, özelikle Körfez Savasi'ndan sonra silah kaçakçiligi olaylarinda büyük artis olmustu.
"JITEM timleri, muhbirler, PKK itirafçilari araciligiyla tespit ettikleri siginaklardan ele geçirdikleri silah ve mermileri kaçakçilar vasitasiyla PKK'ya, K.Irak'taki pesmergelere satiyorlar!"
Bu sözünün ardindan hemen örnek bir kaçakçilik olayi anlatti:
"1991 yilinin Mart ayi baslarinda Silopi JITEM Tim Ko-mutanligi'ndan bir ekip Senoba'ya geliyor. Buradaki ajanlariyla iliskiye geçiyor. Silah duyumu aliyorlar. Gündüz aldiklari bu duyumu yukaridan kimseye bildirmiyorlar. Geceyi bekliyorlar.
"Gece 01.00 siralarinda beyaz renkli Renault marka arabalarina binip yola çikiyorlar. Uludere yol ayiriminda arazi kesiminde, Inceler Köyü yakinlarinda gizli bir siginakta 5000 adet Kalasnikof mermisi, birkaç tane Kalasnikof tüfek ile Brovning 14'lü tabanca buluyorlar. Bunlari büyük bir gizlilik içinde arabalarina yükleyip götürüyorlar. Bu silahlari Cizre ve Silopi'deki korucular araciligiyla satiyorlar "Asil silah vurgunu Kürt mültecilerin Türkiye'ye gelmesi sirasinda yasandi. 500 bin kisi Isikveren Altinyayla bölgesine yerlestirildi. Toplam 200 bin küsur silah teslim alindi. Gidin bakin, kayitlarda gözüken silah sayisi 1600! Diger silahlar nereye gitti? Arastirilsin istiyoruz!"
Astsubay kaçakçilik yapan subaylarin isimlerini de bir bir vermisti. Subaylarin nasil kaçakçilik yaptiklarini örnek olaylarla anlatmisti.
27

Astsubayin anlattiklarini, Güneydogu'da görev yapan bir Yüzbasi da dogrulayinca, 21 Haziran 1992 tarihli 2000'e Dogru dergisinde yazdim: "JITEM'de görevli astsubay açikliyor: Uyusturucu kaçakçiligi yapan subaylar"
"Dogal olarak" haber basinda yeterli ilgiyi görmedi. Sadece Meydan gazetesinden Behiç Kiliç haberden alintilar yaptiktan sonra makalesini söyle bitirmisti: "Sehit düsen yoksul aile çocuklari, pisi pisine ölen Kürt çocuklari, siyasete sizan milyarder terör sözcüleri ve terörün belini kirdik lafindan baska marifeti olmayan yöneticiler... Iste bizim Güneydogu bölgemiz. Ne zaman bitecegi belirsiz kabus."
Aradan bir ay geçti. Jandarma Genel Komutanligi JITEM haberinde yer alan bilgiler dogrultusunda "sorusturma açabilmek" için 2000'e Dogru'ya basvurdu. Gönderilen yazida mevcut bilgilerin Jandarma Genel Komutanligi'na ulastirilmasi rica edilmisti. Konuyla ilgili daha önce yaptigimiz haberlerle, elimizdeki bilgi ve belgeleri toparlayip bir dosya yapip gönderdim.
Dosyayi gönderdikten sonra Jandarma Genel Komutanligindan bir yazi daha aldim.
Bu kez haberi bize veren subaylarin isimleri isteniyordu! Olacak sey degil ama oluyor iste! Gazeteciye haber kaynagi soruluyor! Ben durumu subay arkadaslara aktardim. Subaylar "Uyusturucu ve silah kaçakçiligi yapanlar arasinda kimler var hepsini bilmiyoruz. Bizi sorgulayacak kisilerin bu is içinde olmadigini nereden bilelim?" diyerek ifade vermeyi reddettiler. Bunun üzerine komutanliga haber kaynaklarimizin isimlerini veremeyecegimizi bildirdim.
Jandarma Genel Komutanligi ile yazismalarimizi da ayri ayri dergide haber yaptim.
"JITEM Dosyasi" bizim için bu haberle kapanmisti. Ancak bu kez 'Cem Binbasi Dosyasi' açilmisti. Çünkü her tasin altindan adi çikiyordu...
Kimdi bu "Cem Binbasi"?

Hiç yorum yok: