29 Kasım 2010

FAİLİ MEÇHULLER MEÇHUL KALMASIN-8


BURHAN EKİNCİ - Diyarbakır’da 1990’larda yaşanan faili meçhul cinayet ve gözaltında kayıplar 94–95 yıllarında doruk noktasına vardı. Hergün kaçırılma ve cinayet haberi duyulan kent, adeta faili meçhuller Diyar’ına dönüştü.

Faili meçhuller Diyar’ı

1990’lı yılların Diyarbakır’ıyla ilgili ilk akla gelen faili meçhul cinayet ve kayıplar... Kaçırılmalar, gözaltına almalar, cinayetler sadece kent merkezinde değil, ilçe ve köylerde de yaşandı. O yıllarda, her gün mutlaka birileri kaçırılıyor, kaybediliyor, günler ya da aylar sonra cesedi bulunuyordu. Kimilerin kemikleri yıllar sonra ortaya çıktı, kimilerinden hâlâ bir haber yok. Binlerce evin bir cenazesi, yüzlercesinin bir kaybı oldu. Bu günkü bölümü Diyarbakır’daki olaylarına ayırdık. Ancak hepsini alamadık. Toplumda infial yaratan Musa Anter ve Vedat Aydın cinayetini ise başka bir bölüme bıraktık. Hukuk bölümü konuğumuz ise Şırnak Baro Başkanı Av. Nuşirevan Elçi... Elçi, BM Kayıplar Sözleşmesi’ni yazdı.

 

M.SALİH AKDENİZ-BEHÇET TUTUŞÜMİT TAŞ-TURAN DEMİR-NURETTİN YERLİKAYA-ABDO YAMUK-M.ŞERİF AVAR-HASAN AVAR-M.ŞAH ATALACELİL AYDOĞDU-BAHRİ ŞİMŞEK/1993

Bolu Tugay Komutanlığı’nın adının karıştığı ve kamuoyunda da çok tartışılan olaylardan biri, Diyarbakır Kulp İlçesi Alaca Köyü’nde yaşandı. İddialara göre, Bolu Tugayı tarafından bölgede yapılan operasyonda, 11 Ekim’de 1993’te 11 köylü gözaltına alındı. Köylülerden uzun süre haber alınamadı. Ailelerin yaptığı tüm girişmeler sonuçsuz kalırken, dosya AİHM’e taşındı. AİHM, Türkiye’yi mahkûm etti. Türkiye’de ise olaya ilişkin herhangi bir soruşturma açılmadı. Ta ki, 11 köylünün kemikleri 11 yıl aradan sonra gözaltına alındıkları bölgeye yakın bir dere kenarında bulunana dek. Kulp Cumhuriyet Başsavcılığı olaya ilişkin soruşturma başlattı. Yapılan DNA testinde kemiklerin kayıp köylülere ait olduğu saptandı. TBMM Alt Komisyonu olaya ilişkin hazırladığı raporda, savcılığın, delilerin toplanması sırasında yeterli özeni göstermediği, olay yerine gitmediği, maktullere ait kemik ve diğer eşyaların köylüler tarafından toplanarak getirilmesini istediği, köylülerin bu delilleri çuvallara koyarak getirmesinden sonra ulusal basınla birlikte olay mahalline gittiği belirtti. 11 köylünün gözaltına alınması olayının Bolu’dan bölgeye sevk edilen emekli Tuğgeneral Yavuz Ertürk komutasındaki Bolu Komando Dağ Taburu‘nun operasyonu sırasında gerçekleştiğinin anlaşıldığına dikkat çekilen raporda, bu kişilerin yakınlarının çektiği acılar nedeniyle olayla ilgili cezai soruşturma açılması gerektiği belirtildi. Ancak soruşturmayı yürüten savcılık, dosyayı yetkisizlikle 7. Kolordu Askerî Savcılığı’na gönderdi. Dosya hâlâ savcılıkta bekletiliyor.

 

İBRAHİM GÜNDEM/1991

İbrahim, ailesi ile birlikte Hazro’ya bağlı Sarıerik Köyü’nde yaşıyordu. Dokuz çocuk babasıydı. İddialara göre, 25 eylül gecesi Üsteğmen Kenan Şahin komutasındaki bir askerî araç köye gelerek İbrahim’i gözaltına aldı. Anne Meryem Gündem, sabah karakola oğlunu sormaya gitti. Ancak karakol İbrahim’i aldığını inkâr etti. Hazro Cumhuriyet Savcılığı’na giden anne, karakola yönlendirildi. Anne karakola bu sefer dilekçeyle başvurdu. Karakol Komutanı dilekçeye cevap vermedi. Anne pes etmedi her gün gidip oğlunu sordu. Ancak hiçbir haber alamadı.

 

HAFIZ AKDEMİR/1992

Özgür Gündem gazetesinin Diyarbakır muhabiriydi. 8 Haziran 1992’de evinden işyerine giderken, uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirdi. Akdemir, o dönem pek çok gazetenin cesaret edemediği “Hizbullah-JİTEM” yapılanmasının üzerine gitti. Batman ve Diyarbakır’ın Silvan-Çınar ilçelerinde JİTEM’cilerin “Hizbullah” adı altında örgütlenen tetikçileri nasıl eğittiğini araştırdı. Faili meçhul cinayete kurban gidenlerin hikâyesini yazdı. Öldürülmeden üç gün önce evinin yakınlarında kendilerini polis olarak tanıtan üç kişi tarafından durdurulan Akdemir, “araştırdığın konulara dikkat, sonun olmasın” denilerek tehdit edildi. Bu olaydan üç gün sonra Akdemir, yeğeniyle birlikte evinden işyerine giderken başına sıkılan tek kurşunla hayatını kaybetti. 1993’te Batman’da öldürülen DEP Milletvekili Mehmet Sincar’ın katil zanlısı olarak 15 Ağustos 2007’de Avustralya’da yakalanıp Türkiye’ye iade edilen Cihan Yıldız’ın, Hafız Akdemir’i de öldürdüğü öne sürüldü. “Hizbullah üyesi olduğu” gerekçesiyle Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakkında dava açılan Cihan Yıldız’ın toplam dokuz ayrı cinayet işlediği iddia ediliyor.

 

AYDIN TEKAY-MEHMET GÜRKAN/1994

Biri dört, diğeri iki yaşında, iki çocuğu vardı. Eşi hamileydi. Askerlik çağı gelmişti ancak ailesine bakacak kimse olmadığı için gidemiyordu. Sebze satarak geçimini sağlıyordu. 11 nisanda Lice’ye bağlı Diber Köyü’ne aracıyla giderken, Kocaköy Jandarma Komutanlığı tarafından otobüs durduruldu. Aydın, asker kaçağı olduğundan gözaltına alındı. Anne Hatice, bir dilekçe ile DGM Başsavcısı’na oğlunun akıbetini sordu. Savcılık dilekçeyi kayıt altına alarak geri verdi. Anne bu belgeyi sakladı. Annenin sakladığı belge, 24 Nisan 1994 tarihliydi ve Aydın’ın Kocaköy Jandarma Komutanlığı’nca gözaltına alındığına dair 18788 sicil nolu DGM savcısı kaşe ve imzalı not düşülmüştü. Resmî ağızlardan gözaltına alındığı kabul edilmesine rağmen Aydın‘dan bir daha haber alınamadı. Mehmet Gürkan, Hani’de Akçayurt Köyü muhtarıydı. Askerî birliğe çağrıldı. Çok sayıda görgü tanığının ifadelerine rağmen gözaltına alındığı inkâr edildi. Mehmet de o günden beri hâlâ kayıp.

 

ALİ İHSAN DAĞLI-OSMAN BULUTTEKİN/1995

İddialara göre, 14 Nisan 1995’te Silvan’a bağlı Eşme Köyü kırsalındaki çatışmada yedi PKK’lı esir alındı. Çatışmaya yakın bölgedeki bahçesinde çalışan Ali İhsan Dağlı olayda yaralandı. Olaydan sonra Dağlı ile köy muhtarı Mehmet Şirin Kılıç gözaltına alınarak helikopterle Silvan’daki askerî birliğe götürüldü. Muhtar birgün sonra serbest bırakıldı. Askerî doktor tarafından muayene edilen Dağlı ise bırakılmadı. Dağlı, gözaltındayken operasyonda görev yapan B.G isimli bir er tarafından gizlice fotoğrafları çekildi. New York’taki İnsan Hakları İzleme Merkezi’ne gönderilen fotoğraf, gazetelerde de çıktı. Tüm girişimlere rağmen yine de Dağlı’nın gözaltına alındığı kabul edilmedi. İç hukuk yollarından bir sonuç elde edemeyen aile AİHM’e gitti. AİHM, Türkiye’yi mahkûm etti. Osman Buluttekin ise 1995’te Kulp’taki evine düzenlenen baskın esnasında gözaltına alındı.

 

MİRZA ATEŞ-KUDDİSİ ADIGÜZEL HASAN ÇİÇEK/1993-1999

Mirza, Kulp İnkaya Köyü’nde yaşıyordu. Mart 1993’te köye yapılan baskında gözaltına alındı. İddialara göre, Mirza, daha sonra gözaltındaki sekiz kişi ile birlikte Kulp kırsalında çatışma süsü verilerek öldürüldü, Aynı gün akrabası Kuddusi Adıgüzel de gözaltında alındı. Sorgulanmak üzere götürüldü ancak bir daha dönmedi.
Hasan, Hizbullah örgütü üyesi olmak suçlamasıyla üç defa gözaltına alınmıştı. 1999’da Dicle Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü’nü kazandı. 19 eylül akşamı arkadaşları ile futbol maçı yapacaklarını söyleyerek evden ayrıldı. Ancak dönmedi. Aile, arkadaşlarına ulaştı. Hasan’ın maça gitmediğini öğrendi. Baba Hüseyin, her yere başvurdu. Ancak bir sonuç alamadı. Aile AİHM’e gitti. Türkiye mahkûm oldu. (AİHM Karar tarihi 30 Mart 2006. Başvuru no:76933/01)

 

RAMAZAN YAZICI-SELAHATTİN GÜMÜRCÜ TEYFİK KUSUN/1996

Ramazan, Silvan-Diyarbakır hattında 21 SV 477 plakalı minibüsüyle yolcu taşımacılığı yapıyordu. İddialara göre, 22 kasımda 8.30 sıralarında Diyarbakır Melikahmet Semti’nde bulunan Silvan Garajı’na gelen üç sivil polis, Ramazan’ı 21 DZ 490 Şahin marka kırmızı bir araçla götürdü. Durumu merak eden aile, Diyarbakır DGM’ye üç kez yazılı başvuru yaptı. Dava AİHM’e taşındı. AİHM, Türkiye’yi mahkûm etti. (AİHM Karar tarihi 8 Aralık 2005. Başvuru no:48884/99) Hazrolu 55 yaşındaki Selahattin Bismil’de pamuk alım-satım işiyle uğraşıyordu. 25 kasımda Bağlar Semti’ndeki Şeytan Pazarı’nda pamuk sattığı şahıslardan 300 milyon TL borcunu alacağını söyleyerek evden çıktı. Eve dönmeyince aile endişelendi. Selahattin’in borcunu aldıktan sonra pazardan ayrıldığı öğrenildi. Sekiz çocuk babası Selahattin’ten bir daha haber alınamadı. Lice Örtülü Köyü’nden olan 36 yaşındaki Teyfik ise 500 Evler inşaatında bekçilik yapıyordu. İddialara göre, Teyfik 29 kasımda saat 14.00 sıralarında 72 AN 958 plakalı Toros marka bir araçla gelen sivil polis tarafından gözaltına alındı. Aile, Emniyet Müdürlüğü‘ne sordu. Ancak bir sonuç çıkmadı.
Burhan EKINCI Taraf

Hiç yorum yok: