Bugün İstanbul 13.ağır Ceza mahkemesinde görülen ikinci Ergenekon davasının 96.duruşmasında ifade veren tutuksuz sanık, hem JİTEM kurucularında ve hem de eski JİTEM grup komutanlarından Arif Doğan hedef şaşırtma taktiklerine bir yenisini daha eklemiştir. Bu bunağın duruşmadaki saçmalıklarına kısaca değinmek istiyorum:
1.Kendisi, benim DNA testimin yapılmasını talep etmiştir. Ben O'nun akli dengesinin yerinde olup olmadığının kontrolünü talep etmeyeceğim. Bunamış rolü oynasa da yine sağlık kontrolünden geçirilmesini talep etmeyeceğim. Çünkü; hastalığını istismar ederek çok yüksek perdeden ve işkembeden atıyor.
Yurtdışına çıkışımdan bu yana onlarca gazeteci ve TV programcısıyla görüştüm (Le Monde, Hürriyet, Sabah, Taraf, Almanya'nın ARD 1, Yunanistan'ın MEGA TV, Alman-Fransız ARTE, Zaman, CİHAN Haber Ajansı) ve şu an Habername.com da yazarım. Nasname.com da yüzlerce açıklama ve görüntülü videom yayınlandı. Yazmış olduğum Kitap Türkiye'de Nevzat Çiçek adıyla ve neden yayınlarında yayınlandı. Çapraz Ateş adlı kitabım Almanya'da Nasname Yayınları tarafından yayınlandı.
Yani; bu kadar insan sahte Abdulkadir Aygan'la mı görüştü?
Ayrıca; geçen yıl Türkiye'nin resmi iade talebi dolayısıyla İsveç makamları, sahte Abdulkadir Aygan'ı mı gözaltına alıp sorguladılar?
Arif Doğan kendisini çok kurnaz zan ediyor. Aklınca; Şu an Diyarbakır'da devam etmekte olan JİTEM ve Faili meçhuller davasının uzatmaya gitmesini istiyor. Zaman aşımına uğramasını istiyor. Benim ağzımdan basına ve resmi makamlara yapılan açıklamaları sulandırmak ve kafalarda soru işareti yaratmaya çalışıyor.
Ben kendisine daha kısa bir yol önereyim: Türkiye'de ve İsveç'te parmak izlerim ve İsveç'te tükürük numunem de var. Arif Doğan'ın aklına uyacak yargıçlar hemen resmi yazı ile buradan bunları temin etsinler.
Beni öldürttüğünü söylüyor... Daha önce de, 1994 yılında yaptığım kimlik değiştirme talebim dolayısıyla T.C. nüfus kütüğünden kaydım güya silinmiş ve ''şehit'' ilan edilmiştim.
İşlerine gelince ''teröristlerle çarpışırken şehit oldu'' ilan ediliyorum. İşlerine gelmeyince de ''PKK'lı'' Ergenekon’un ''Hukuk''u ve zihniyeti budur işte.
2.Her duruşmada ve basına yaptığı açıklamada; Arif Doğan, JİTEM'i bir bakkal dükkanına benzetiyor. Bir aile şirketine benzetiyor(!) Kendisi açıyor, kendisi kapatıyor(!?)... Sen de hiç Vefa denilen şey yok mu? JİTEM birlikte kurduğun A.Cem Ersever, Hüseyin Kara, Hulusi Sayın ve diğer silah arkadaşlarınıza saygınız yok mu? Bir de ''büyüklere saygı''dan bahsediyor...
Aklınca: JİTEM’in tüm pisliklerini, kanun dışılıklarını kendisiyle gömecek... Suç ortaklarının adalet önünde hesap vermesini engelleyecek.
Bu yaştan ve bu safhadan sonra beni PKK'li yapması gülünçtür. Çünkü kendisi dahi aynı davadan yargılanan hiçbirisi benim kadar PKK'ye ve onun liderine diklenmemiş ve aleyhinde yazıp-konuşmamıştır. Kandil'e gittim demesi de atmasyondur. İddia ediyorum Arif Doğan, bırak Kandil’e gitmeyi sınırdaki Hacıbey Çayı'nı dahi geçmemiştir. Kendisini Afşar Beyi'yle akrabalık derecesiyle ilişkilendiriyor. Avşar Beyi nerde, Arif Doğan nerde? Afşar Beyi mertti, cesurdu, yalanı hileyi sevmezdi, haksızlığa karşıydı....
3.Bölge insanlarının PKK'li veya Hızbullahçı olması, devlet karşıtı olması Arif Doğan ve onun zihniyetindekilerin eseridir. Devletin yaptığı kanunlara uymayan, halka karşı terör estiren, yargısız infaz yapan ve yaptıranlar ne zamandan beri ''vatansever'' olmuş?
4.Arif Doğan aklınca bazı mihraklara kapalı mesaj veriyor. ''Öldürün'' demek istiyor. A. Cem Ersever'i kalleşçe öldürdünüz, fakat ben size biraz pahalıya patlarım. Ölümden korkan JİTEM'e girmezdi. JİTEM'den ayrıldıktan sonra da bilcümle şer göçlerinin karşısına dikilmezdi. Buyursunlar yerim ve yurdum bellidir. Beklerim...
Kısacası: Öldüremediniz, bu yüzden yaşıyorum. Eğer bir punduna getirebilseydiniz beni de Faili meçhul ederdiniz. Arif Doğan ölmemi çok arzuluyor, fakat ölüm Allah'ın emridir. Kimin kimden önce öleceğini Allah bilir.
17 Ocak 2011
a.aygan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder